Urla isminin nereden geldiği ise net olmamakla birlikte; Rumca ‘bataklık’ anlamına gelen ‘vurla’ dan türetildiği düşünülmektedir. Bir diğer görüşe göre, ki bu da Evliva Çelebi’nin Seyahatname’sinde geçiyor, Kıdafe Kralı’nın kızı bu güzel ilçeye ‘Urli’ adını veriyor. Zaman içerisinde bu isim ‘Urla’ olarak değişerek günümüze kadar geliyor.
Urla’nın bilinen en eski adı Klazomenai’dir. On iki liman kentinden birisi olan Klazomenai, Limantepe mevkiinde yer almaktadır. Yapılan kazı çalışmaları ile ortaya çıkan sonuç, ilçenin dört bin yıllık bir tarihe sahip olduğunu göstermektedir. Ayrıca Klazomenai, Ege sahil şeridinin en eski yerleşim birimi olarak da kayıtlara geçmiştir. Burası sırasıyla Pers, Roma ve Bizans imparatorluklarının hakimyeti altında bulunmuştur. 1071 tarihinde Türklerin Anadolu’ya hakim olmasıyla birlikte Büyük Selçuklu Devleti toprakları arasına katılmıştır. Birinci Dünya Savaşı sırasında üç yıl süre ile işgal altında kalıp 12 Eylül 1922 tarihinde kurtarılmıştır.
Urla coğrafi konum olarak İzmir’e 35 km, Çeşme’ye 55 km uzaklıkta. Eskiden yaz aylarında tatilcilerin tercih ettiği bir lokasyon olan Urla, günümüzde on iki ay boyunca yerli ve yabancı turist akınına uğruyor. Urla’nın İzmir Adnan Menderes Havalimanına uzaklığı 57 km. Urla’da iklim yazlar sıcak, kışlar ılık ve yağışlı geçiyor, deniz sezonu ise Nisan ayı itibariyle başlıyor.
Urla, Nobel ödüllü ünlü Yunanlı şair Yorgo Seferis ve edebiyatımızın ölümsüz yazarlarından Necati Cumalı’nın yaşamını sürdürdüğü bir yer. Necati Cumalı adına açılan bir müze ve anı evi de Urla merkezde yer alıyor. Mutlaka ziyaret edin.
Necati Cumalı’nın en önemli eseri olarak belirtilen ‘Susuz Yaz’ hem Urla’da yazılmış hem de Urla’da filme alınmış. Türk Sinemasının bu zamansız klasiğini izlerseniz eski Urla’ya dair eşsiz görüntüler yakalayacaksınız.
Tarihinde ve günümüzde zeytin çok önemli bir yere sahip. Türkiye’nin en kaliteli ve leziz zeytinyağları bu bölgeden elde ediliyor.
Urla’ya bağlı birçok köy de günümüzde popüler ziyaret merkezleri oldu. Eğer Urla’ya gelirseniz bu köyleri görmeden sakın bu özel bölgeden ayrılmayın. Onlar neler mi? Dingin köy yaşamıyla Barbaros Köyü, eski bir Rum köyü olan Balıklıova, şirin bir balıkçı kasabası olan Özbek Köyü, ilk köy tiyatrosuna sahip oluşu ile ünlü Bademler Köyü ve Bizans hamamlarına ev sahipliği yapmış Gülbahçe.
Ve Urla’nın kalbi, Sanat sokağı olarak geçen Zafer Caddesi. Yan yana dizilen tasarım butikleri, konsept mekanlar, sahaf, seramik ve antika tezgahları sizi mest edecek.
Bir diğer olmazsa olmaz Instagram durağınız ise ‘Urla Sanat Sokağı’ olmalı.
Sanat Sokağı sonrası diğer istikamet ‘Malgaca Pazarı’. Urla merkezde yer alan bu pazar meydanı hediyelik el işi ürünler arayanların durağı olmalı. İsminin pazar alışverişi sırasında söylenen ‘Mal kaça?’ cümlesinden geldiği rivayet ediliyor. Bu meydanda mutlaka koruk suyu ve limonata içmelisiniz. Türk kahvesi de inanılmaz leziz.
Urla kıyılarında denize girip arkadaşlarınızla sayısız güzel anıya imza atacağınız birçok şahane plaj da mevcut. Bunlar; Demircili, Altınköy, Çeşmealtı Mavi Plaj ve Aydilek Koyu. Ayrıca Çeşmealtı Sahili, Kalabak Sahili, Deniz Yıldızı Plajı, Bodrum Koyu ve Kum Denizi Plajı’da bu ilçenin tertemiz diğer plajları.
Urla Çeşmealtı gece pazarında mutlaka bir alışveriş turuna çıkın. Hem ekonomik ve hem eğlenceli bu pazar, gününüze keyif katacaktır.